Çin, kendisini ‘sakin güç’ olarak kabul etmekte olup sert güç(hard power) kullanmadan çıkarlarını koruyan politika izlemeyi tercih etmektedir.
Japonya ile tarihten gelen bir rekabet, hatta düşmanlıkları vardır. Japonlar bölgenin baskın halkı konumunda olup çevresindeki ülkelere tarih boyunca askeri güç kullanmıştır. Çin de bundan nasibini almış ve Japonya ile sürekli çatışma halinde olmuştur. Japonya, en son 2. Dünya Savaşında saldırarak Çin’in bir kısmını ele geçirmiştir. Çinliler, Japon alışveriş merkezlerine gitmekten ve Japon üretimi mallarını almaktan kaçınmaktadırlar. Hatta, Şangay’da Japonların yaptığı gökdelenden daha yüksek bir gökdeleni özellikle yaptıklarını belirtmişlerdir.
ÇİN-TÜRKİYE İLİŞKİLERİ: Türkiye’ye karşı önyargısız ve sıcak yaklaşmaktadırlar; ancak Türkiye ile ilgili dış politikada iki konuda çok hassas oldukları düşüncesindeyim: Bunlardan ilki, Uygur-Sincan Özerk Bölgesi ve Uygur Türkü kökenli eylemcilere Türkiye’nin tutumu; diğeri ise ön anlaşması yapılmış henüz sonuçlanmayan uzun menzilli füzelerin Çin’den alımı konusudur.
Çin ile ticari ilişkilerimiz daha da geliştirilerek Çin’in iyi olduğu sektörler Türkiye’ye taşınmalı, inşaat sektöründe onlarla işbirliği yapılmalıdır.
Her iki toplumun da köklü geçmişi, doğulu karakteri, aile yapısı, geleneklere bağlılığı benzemekte olup bu durum daha yakın ilişki içinde olmamızı kolaylaştırıcı bir etki yapmaktadır.
Çin, Rusya ile yakın işbirliği yapmakta, Şangay Beşlisi gibi örgütler kurarak kendisine yakın Devletleri saflaştırarak Batıya karşı siyasi varlığını göstermeye başlamıştır. Dünya Bankasına alternatif Banka kurulmuş ve Batıya karşı ekonomik anlamda da karşı duran bir politika belirginleşmiştir.
2050li yıllarda Dünyanın en büyük gücü olacak Çin ile hem siyasi hem de ekonomik açıdan yakın ilişkiler kurmanın Türkiye’nin yararına olacağı düşüncesindeyim.
@cincetercuman_ tarafından gönderilen tweetler |