Çankırı Çince Tercüman, Çince Tercüman Çankırı İli ve Çevresi Tercümanlık Hizmeti
Çince profesyonel tercümanlarımız size en kaliteli bir şekilde tercümanlık hizmeti vermek amacıyla taleplerinizi bekliyoruz.
Çankırı Çince Tercümanlık Hizmetlerimiz
Fuar, Toplantı, Fabrika tercümanlığı,
Çinli Misafir karşılama tercümanlığı,
Makina montaj eğitim tercümanlığı,
Tur, Gezi, Rehber tercümanlığı,
Çankırı 'da Nasıl Çince Tercümanlık Hizmeti Alabilirsiniz?
- Telefonla (whatsapp) nolu telefondan yada tercüman talep formu veya cindeturktercuman.com@gmail.com üzerinden bize Çankırı çince tercüman ekibimizden talep edebilirsiniz.
- En Kısa Sürede talep ettiğiniz tercüman ihtiyacınıza göre belirlenip size fiyat, çalışma koşulları ve diğer sorularınızı cevaplayarak tercümanlık hizmeti almaya başlıyorsunuz.
Çankırı Çince Tercüman için Tıkla
Çankırı Hakkında
Orta Anadolu'nun kuzeyinde, İç Anadolu ile Batı Karadeniz geçiş kuşağında yer alan ve 7490 km2 alana sahip olan ilimiz; güneyde Ankara ve Kırıkkale, batıda Bolu, kuzeyde Kastamonu ve Karabük, doğuda ise Çorum illeriyle komşudur. Çankırı; yılın yarısında karlarla kaplı şiirlere konu olmuş yüce dağları,ormanları ve yaylaları, zengin termal kaynakları ile yaz ve kış kayak, kamp, karavan, yaya ve atlı yürüyüş, tırmanış, yamaç paraşütü, bisiklet, fotoğrafçılık ve avcılık gibi her türlü doğa sporu ve pek çok alternatif turizm çeşidine ev sahipliği yapmanın yanında görenleri hayran bırakan Tuz Mağarası ve Koca Meşesi, yüzyıllarca yaşatılan kültürel değerleri, sevecen insanları ve geleneksel konukseverliliği ile özellikle bunaltıcı şehir hayatından uzaklaşmak ve nostaljiyi yaşayarak doğayla bütünlemek isteyenler için ilginç özelliklere sahiptir.
Bilimsel kazı ve yüzey araştırmalarının az olmasından dolayı Çankırı'nın yazısız dönemlerine ait bilgiler oldukça kısıtlıdır. Ancak yapılan araştırmalar Çankırı'da insanlık tarihinin Orta Paleolitik Dönemde başladığını ve Kalkolitik Dönemden bu yana kesintisiz bir şekilde devam ettiğini ortaya koymaktadır. Eski Tunç Çağı'nda (M.Ö. 3000-2000) Anadolu'nun yerli halkları olan ve şehir beylikleri (prenslikleri) halinde yönetilen Hattiler bölgede hâkimiyetlerini sürdürmüştür. M.Ö. 17. yüzyılın başlarında Hititlerin Anadolu'ya girmesiyle birlikte bölge Hitit hâkimiyetine girmiştir. Çankırı'da Hitit dönemine tarihlendirilen çok sayıda höyük tespit edilmiştir. Bunlardan birisi olan ve kazısı yapılan İnandıktepe Höyüğü, Erken Hitit Dönemine ait eserleri, kutsal "Hitit Vazosu" ve çivi yazılı "Bağış Belgesi" ile Çankırı'daki Hitit Dönemi yerleşimlerinin önemini açıkça ortaya koymuştur. Kabartmalı motiflerin firizler halinde üzerine yerleştirildiği inadık vazosunda Kutsal Evlilik töreninin bütün aşamaları aşağıdan yukarıya doğru belli bir sıra içerisinde tasvir edilmiştir. Eski Hitit Dönemi'nin kabartmalı ve resimli vazo sanatını temsil eden nadir örneklerden biridir. Hitit İmparatorluğu'nun deniz kavimleri göçü neticesinde yıkılarak Güneydoğu Anadolu'ya çekilmesinden sonra bölge sırasıyla Frig, Kimmer, Lidya, Pers, Paflagon Pontus, Roma ve Bizans hakimiyetinde kalmış ve bunları takiben Selçuklu ve Osmanlılar hüküm sürmüştür. Helenistik ve Roma dönemlerinde Gangra olan Çankırı'nın adı Roma döneminde Germanikopolis olarakta kullanılmıştır. Osmanlı Dönemi'nde Kengari ve Kengırı olarak adlandırılan yöre, Cumhuriyet döneminde il olarak Çankırı adını almıştır.
Tarihi ve Turistik Mekanlar
Alpsarı Göleti (Korgun)
İlçe Merkezine 10, İl Merkezine 22 km mesafede bulunan Alpsarı Göleti yaklaşık 227.000 m2 lik alanıyla çevrenin en büyük göleti konumundadır. Alanın topoğrafik yapısı ve bu yapıyla bütünleşen bitki örtüsü'nün güzelliği nedeniyle ilgi duyulan önemli bir mesire yeridir.
Bayramören Tarihi Ahşap Köprüsü
Melan Çayının üzerinde kurulmuş olan köprü özellikle yayaların ve hayvanların geçişleri için vadinin iki yakasını birbirine bağlayan önemli bir geçit durumundadır. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmeyen köprünün yapılan araştırmalara göre XIX. yy'da ilçe halkının gayretleri ile yaptırılmış olabileceği tahmin edilmektedir. Tarihi köprü, düzgün kesme taş malzemeden örülmüş üç ayak üzerine keresteler yardımıyla tesis edilmiş bir mimari sergilemektedir. Bu ayaklar suyun geliş yönünde üçgen, gidiş yönünde ise dikdörtgen şekilli olarak yapılmıştır.3,90 m genişliğinde ve 40,40 m uzunluğunda olan köprü, ahşap çivilerle tutturulmuş iri kerestelerin kademeli olarak üst üste konulmasıyla yapılmış olup üzeri ise oluklu kiremit örtülü iki yana meyilli bir ahşap çatıyla kapatılmıştır.
Buğday Pazarı Medresesi
İl Merkezinde Buğday Pazarı camii avlusunda bulunan eser 18. yy 'da inşa edilmiştir. Taş subasman üzerine ahşaptan iki katlı olarak inşa edilen yapı, Kuzey güney yönünde sıralanmış tek sıra hücrelerden oluşmaktadır. Buğday Pazarı (Hazımiye) Medresesi hakkında kayıtlarda Sofizade Mustafa Hazım Efendi tarafından yaptırıldığı ve 19 yetişkin öğrencinin eğitim gördüğü bilgisi yer almaktadır.
Çan Saati (Saat Kulesi)
İsviçre yapımı olduğu belirtilen ve XIX. yüzyılın ortalarında Sultan II. Abdülhamit tarafından Çankırı'ya gönderilen kare planlı ve dikdörtgen gövdeli olan kule bir platform üzerine oturtulmuştur. Şehre hakim bir noktada bulunan saat kulesinin yüksekliği 15 metredir. Üstkısmında balkon ve dört yönünde saat kadranları bulunmaktadır. Üzeri kurşun kubbe ile örtülüdür.
Çavundur Termal Kaplıcaları
Kurşunlu ilçesi Çavundur beldesinde bulunan termal kaynak, İstanbul-Samsun karayoluna 1,5, Kurşunlu'ya 9, Çankırı'ya 90 km mesafededir. Termal kaynaktan 54 °C sıcaklıkta 47 litre/saniye su çıkmaktadır. Alanda Çankırı İl Özel İdaresince yaptırılan ve özel sektör tarafından işletilen 300 yataklı modern bir tesis ile belde belediyesi tarafından işletilen iki havuzlu ve 115 yataklı konaklama tesisinin yanı sıra bir de pansiyon bulunmaktadır. Su, doğal sıcaklığı nedeniyle tüm ağrılı hastalıklarda, Alkalik özelliğine bağlı olarak içme kürleri şeklinde, sodyum iyonu içermesi nedeniyle de üst solunum yolları inhalasyon-aerosol tedavisinde kullanılmaktadır.
Çivitçioğlu Medresesi
Büyük Cami'nin kuzeydoğusunda yer alan dikdörtgen planlı, zemin katı taş, esas yapı bağdadidir. Yerden 1,5 m yükseklikte ahşap konsollara çıkma yapılarak oturtulmuştur. Üstü alaturka kiremitli kırma çatı ile örtülüdür. Köşelerde yuvarlatılmış olan saçaklar oldukça geniş ve saçak altları ahşap çıtalarla desteklenmiştir. İl Merkezinde 17. yy 'dan günümüze ulaşan eser avlu içerisinde, iki katlı, doğu batı yönünde sıralanmış tek sıra hücrelerden oluşmaktadır. Hücrelerin önünde her iki katta da ahşap revak sırası bulunmaktadır. Eser günümüzde geleneksel Türk süsleme sanatlarının üretilip sergilendiği sanat merkezi olarak kullanılmaktadır.
Çankırı Kalesi
Kale, şehrin kuzeyinde küçük bir tepe üzerine kurulmuştur. Surları moloz taş ve tuğla karışımı ile inşa edilmiştir. Geçmişte yerleşim yeri olarak da kullanılan kaleden günümüze birkaç sur kalıntısı ulaşmıştır. Günümüzde kalede bulunan tek önemli yapı, Çankırı, Kastamonu ve Sinop Fatihi de olan Emir Karatekin Bey'in türbesidir. Büyük Selçuklu Hükümdarı Sultan Alparslan'ın komutanlarından olan Emir Karatekin, 1074 yılında Çankırı'yı fethederek ölümüne kadar burada görev yapmıştır. Türbe, Danişmentliler Dönemi eserlerinden olup tuğla ve moloz taştan inşa edilmiş yalın bir yapıdır. İçinde dört adet sanduka bulunmaktadır.
Hacı Murad-ı Veli Türbesi
XII. yüzyılda Türkistan'dan gelerek Hicaz, Şam ve Urfa dolaylarında bulunduktan sonra Tosya ve Çankırı bölgesine yerleşen Aliyyülbüka'nın oğludur. Türbesi Eldivan ilçesine bağlı Seydiköyü'nde bulunmaktadır. Türkistanlı âlimlerden ders alarak yetişen Hacı Murad-ı Veli, 1187 yılında Seydiköyüne yerleşmiş ve halkın eğitimi ile meşgul olmuştur. Köyün üst kısmında bulunan türbe ve cami, Hacı Murad-ı Veli'nin makamı olması sebebiyle çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.
Hoşislamlar Türbesi
Atkaracalar İlçesi güneyinde Dumanlı Dağları'nın eteklerinde olan türbe, ilçeye 3 km. mesafededir. Türbede Fatih Sultan Mehmet döneminde Horasandan geldiği ve çevrede dağınık olarak yaşayan Müslümanlar için Cuma mescidi yaptırdığı bilinen Pir Hamza Sultan'ın kabri bulunmaktadır.
İnandık Vazosu
Hitit devletinin Hanhana (Çankırı'ya yakın İnandık Köyü) adlı kült merkezinde bulunan ünlü vazodur. Üzerindeki resim kutsal tanrılarının evlilik törenini anlatmaktadır. Hitit kültürünü çok iyi yansıtır. Çankırı´dan çıkarılan dünya çapında arkeolojik öneme sahip Hitit dönemi eseri olan İnandık Vazosunun orijinali Ankara Anadolu Medeniyetler Müzesinde sergilenmektedir. İnandık Vazosu, üzerinde düğün ve yaşam figürleri bulunan dünyanın ilk vazolarından biri olma özelliği taşımaktadır.
Kaya Mezarları ve Salman Höyük
Salman Höyük, Ilgaz'ın güneydoğusunda Çankırı-Kastamonu yolunun kenarında 20-25 metre yüksekliğinde Cendere Köyü'nün sınırları içinde bulunmaktadır. Bu höyüğün çevresinde Roma ve Bizans dönemleriyle tarihlendirilen çok sayıda pişmiş toprak esere rastlanmıştır. Bunun dışında, buradaki yerleşimin Roma döneminden çok daha eskiye gittiği sanılmaktadır. Höyüğün yakınlarında, Devres Çayı'nın güneyindeki kayalıkların doğuya bakan yamaçlarında da kaya mezarları, mağaralar bulunmaktadır. Bu mağaralardan bazılarının Hıristiyanlığın erken dönemlerinde dini amaçlı kullanıldıkları sanılmaktadır. Bu mezarlarda irili ufaklı mezar odaları bulunmaktadır. Bazı buluntulardan da buralarda insanların yaşadıkları anlaşılmaktadır. Mezarlar kare, dikdörtgen planlı, bazıları düz kubbeli ve semer dam tavanlıdır. Duvarlara açılmış olan irili ufaklı nişler mezar olarak kullanılmıştır.
Ilgaz Kadın Çayırı Yıldız Tepe
Ilgaz Dağı'nın eteklerinde kurulmuş olan Çankırı'nın güzide İlçesi, adına şiirler yazılan, türküler bestelenen Yeşil Ilgaz, tarihi, kültürü, mimari ve doğal güzellikleri, coğrafyası ve tarihiyle her zaman dikkatleri üzerine çekmiştir. Kışın beyazın maviyle buluştuğu yerde kış sporlarının, yazın yeşilin gökyüzü ile birleştiği yerde doğa sporlarının yapıldığı "Çankırı'nın İncisi Ilgaz", Karadeniz'i İstanbul'a bağlayan uluslararası E 80 Devlet Karayolu ile Ankara-Çankırı-Kastamonu-Sinop'u birbirine bağlayan D 765 Devlet Karayolunun kesiştiği noktada yer alması, büyük kentlere yakın olması ve onlarca arkeolojik alan ve sivil mimari örnekleriyle tarih, doğa ve kış turizminin önemli merkezlerinden birisidir. Ilgaz-Kadınçayırı Mevkiinde 2006 yılında Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi ilan edilen Yıldıztepe, bölgenin yeni cazibe merkezidir. Ilgaz'a 20, Çankırı'ya 70, Ankara'ya 200 km mesafedeki bölgeye,Ilgaz-Kastamonu karayolunun 13. Kilometresinden doğuya ayrılan 7 kilometrelik asfalt bir yolla ulaşılmaktadır.Yeşilin her tonunun görülebileceği alan yaz mevsiminde bir orman denizi görünümündedir. Kışın bu denizin üzeri beyaz bir örtüyle kaplansa da yeşilin etkisi asla kaybolmaz. Kayak ve diğer kış sporları, yaya ve atlı yürüyüş, dağcılık, karavan,kamp ve eğitim gibi her türlü doğa sporları açısından da uygun olan alan yılın oniki ayında ziyaretçi akınına uğramaktadır. 2005 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla "Çankırı - Ilgaz Kadın Çayırı Yıldıztepe Turizm Merkezi" 2006 yılında da Çankırı - Ilgaz Kadın Çayırı Yıldıztepe Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi olarak ilan edilmiştir. Yöremizin en uzun mekanik hattı ve pistine sahip olan Yıldıztepe'nin İlimizin yanı sıra Ilgaz Dağında yer alan diğer tesisleri de olumlu etkileyerek yöre turizmini hareketlendirmesi ve yatırımcıların ilgisini çekmesi kaçınılmazdır. Böylece doğa harikası olan Çankırı Ilgaz Kadınçayırı Yıldıztepe Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Merkezi Türkiye'nin gözde mekânlarından biri olacaktır. Kayaklı Koşu Yarışmalarına da müsait olan Yıldıztepe'de Uluslararası Üniversiteler Kayaklı Koşu Kupası ve Türkiye Üniversiteler Kayaklı Koşu Şampiyonası yarışmaları yapılmaktadır.
Koca Meşe
İl merkezine 27 km uzaklıktaki Yapraklı İlçemize bağlı Karacaözü Köyünde bulunan ve koruma altına alınan meşe ağacının 500 yaşında olduğu tahmin edilmektedir. Dünyanın en yaşlı meşelerinden biri olan Koca Meşe'nin gölge alanı 256 m2 olup çapı ise 12,20 m dir.2006 yılında tescil edilerek koruma altına alınmıştır.
Piri Sani Hazretleri
Babası, Hacı Ali, dedesi Vehbi Sultandır. Dedesi Horasan evliyasından olup hicretle Çerkeş'e gelip yerleşmişlerdir. Mustafa Efendi Halvetiyye Tarikatının Şa'baniyye kolu Pir-i Sanii'si (ikinci piri) olduğu bilinmektedir. 1156 hicri (1743 miladi) yılında doğmuştur. 1229 hicri (1814 miladi) yılında 73 yaşında Çerkeş'de vefat etmiştir. Çerkeş'te Kadınşah Camii bitişiğindeki türbede medfundur ve ziyarete açıktır. Babası Hacı Ali, Dedesi Vehbi Sultan, Abdulkadir Geylani hazretlerinin halifelerindendir. Vehbi Sultan'ın Horasan bölgesinden geldiği, Çerkeş'te yerleştiği rivayet edilir. Çerkeş yakınlarındaki mezarlıkta türbesi vardır. Hacı Mustafa Efendi başlangıçta dedesi ve babasından manevi ilimler tahsil etmiş sonra Altun Silsilenin 46. sırasında bulunan Hacı Mehmet Zaravî Hz'den feyz almış ve kemâle ermiştir. Kerametleri pek çoktur. Şabaniyye koluna yenilikler ve kolaylıklar getirdiği için Pîri Sanî diye meşhurdur. Pîri Sanî Hz'i 18 halife yetiştirmiştir. Silsilede 47. sıradadır.
Sakaeli Kaya Mezarları ve Peri Bacası Oluşumları
Orta İlçe merkezine 7, İl merkezine 72 km uzaklıkta bulunan köyün sırtını yasladığı tepenin güneyde dik inen yamaçlarında yer alan kaya mezarları, Roma ve Bizans Dönemlerine aittir. Devrez Çayının akıntısı istikametinde köye 3 km. mesafedeki Gelin Kayası mevkiinde peri bacası oluşumları ve aralarındaki kaya mezarları da ilginç görüntüler oluşturmaktadır.
Taş Mescit (Cemaleddin Ferruh Dârulhadîsi)
Çankırı'da Selçuklu Dönemi'nden kalma en önemli yapıdır. Moloz taştan yapılması sebebiyle tamamen yıkılmış olan şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı I. Alâeddin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi (Valisi) Cemalettin Ferruh tarafından 1235 yılında yaptırılmıştır.
Cemalettin Ferruh şifahaneye ilave olarak 1242 yılında bir dâr-ûl hâdis inşa ettirmiştir. Halk dilinde bu yapı Taş Mescit olarak isimlendirilmektedir. Mimari özelliğinin yanı sıra yapıya önem kazandıran bir diğer husus ise, biri yapı üzerinde, diğeri heykel görünümünde olan iki adet figürlü taş parçanın varlığıdır. Birbirine dolanmış iki yılanın tasvir edildiği ve günümüzde "Tıp Sembolü" olarak kullanılan birinci parça yapı üzerinde bulunmaktadır. Çankırı Müzesinde sergilenen ikinci parçada ise günümüzde "Eczacılık Sembolü" olarak kullanılan kupaya dolanmış yılan figürü bulunmaktadır. Eser uzun yıllar Mevlevihane olarak da kullanılmıştır.
Tuz Mağarası
Merkez ilçeye 20 km mesafede bulunan ve Hititler Döneminden beri işletildiği tahmin edilen tuz yatakları ülkemizin en büyük kaya tuzu rezervine sahiptir. Tuz elde etmek amacıyla açılan oyukların oluşturduğu mağarayı gezen ziyaretçiler kendilerini modern karayolu tünelinde zannetmektedirler. Yaklaşık 100 hektar'lık alana sahip mağara birçok galeriden meydana gelmiştir. Yer yer tuzdan sarkıt ve dikitlerin bulunduğu mağarada üretilen kaya tuzu ilimizde bulunan tuz fabrikalarında işlenmekte ve ülke genelinde sofra ve sanayi tuzu olarak pazarlanmaktadır. Çankırı Valiliğince mağarada çeşitli dönemlere ait heykel ve rölyeflerin yer alacağı "Kristal Art Galeri" projesi gündeme getirilerek mağaranın turizme kazandırılması hedeflenmekte, bu çerçevede projenin ilk adımı olan tuz heykeller mağarada sergilenmektedir. Sabit ısı ve nem değerleriyle özellikle astım hastaları için yararlı olabilecek bir ortama sahip mağaranın sağlık turizmine kazandırılması için çalışmalar sürdürülmektedir.
Sultan Süleyman Camii (Ulu Camii-Büyük Camii)
Osmanlı Sultanı Kanuni Sultan Süleyman'ın emriyle Mimar Sinan'ın kalfalarından Sadık Kalfa tarafından yapılan cami, 1558 yılında ibadete açılmıştır. Merkez ilçede bulunan ve kare planlı olan Cami'nin üzerinde, ortada büyük tam kubbe ile bu kubbenin dört tarafında yarım kubbeler yer almaktadır.Duvarları ve minaresi kesme taş, kubbe üstleri kurşun kaplıdır.
Yaran Kültürü
Yâren sözlük anlamı olarak dost, arkadaş anlamındadır. 24 yâren'in bir araya gelerek oluşturdukları topluluğa ise yâran denilmektedir. Temeli Ahilik müessesesine dayanan ve ilin sosyo-kültürel yapısına yön veren Yâran geleneği günümüzde kış mevsiminde erkekler arasında yapılan sohbet toplantılarıyla aslına sadık kalınarak yaşatılmaktadır.